Bilişsel Terapi

Hastalıkların Zihinsel Nedenleri

Psikoterapi (Bilişsel Terapi), bireylerin duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adıdır. Psikoterapi sadece bireyleri konu almaz, gündelik hayatımızdaki stres, öfke kontrol bozukluğu, boşanma, uykuya dalamama gibi sorunların çözümünde, aynı zamanda da incelenen ailenin tüm etkileşimsel meselelerini ya da incelenen çiftin birbiriyle olan ilişkisindeki bazı sorunları ele alır.

Psikoterapi aynı zamanda değişimdir. Kapımızı çalan danışanlarımızın sıkıntılarını giderebilmeyi, sıkıntılara sebep olan düşüncelerin, davranışların ve inançların değişimidir. Bu değişimde sağlıklı olabilmek için bedeni, zihni ve ruhu dengelememiz gerekir. Bu üç unsur dengelendiğinde yaşamaktan haz duyabilir ve mutlu olabiliriz.

Bilinçaltımızda saklanan veya baskılanan duygular gastrid, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar. Zamanla duyguların bastırılması kansere dönüşür.

Hasta olmak istemiyorsak, karar vermeliyiz. Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık endişeleri, sorunları ve çatışmaları çoğaltır. Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir. Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanlarıdır.

Hasta olmak istemiyorsak olduğumuzdan farklı yaşamalıyız. Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi omuzlarında tonlarca ağırlığı biriktirmektedir.

Hasta olmak istemiyorsak kabullenmeliyiz. Kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır. Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Eleştirileri kabullenmeliyiz.

Hasta olmak istemiyorsak, çözümler bulmalıyız. Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler, üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler. Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir. İnsan ne düşünüyorsa o’dur.

Hasta olmak istemiyorsak, güvenmeliyiz. Güvensizlik kendine inancın azlığıdır. Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güven olmadan sağlam bir ilişki de olamaz.

Hastalıklarımızı tedavi etmenin yanında başarısızlığa sebep olan etkenler olarak adlandırdığımız alışkanlıklarımızı, korkularımızı ve diğer kötü eğilimlerimizi aşabilmemiz için de bilinçaltımızın çalışma tekniğinden faydalanırız.

Bilinçaltımızın çalışma tekniğinin temel amacı; bütün hedeflerimize ulaşabilmemiz için bilinçaltımızı gerektiği gibi programlamamasını kolaylaştırmak için kendi benliğimizi farkına vardırmaktır.

Yeni bir ilişkiye başlasam da sürdüremiyorum, çoğunlukla kendimi utangaç ve huzursuz hissediyorum, bana egzersiz yapıp kilo vermeyi başaracakmışım gibi gelmiyor, işe yaramaz olduğumu hissediyorum, her şeyi erteliyorum, bazen bir şey beni kontrol ediyormuş gibi geliyor, hiç güvenim yok, hiçbir sebep yokken bile öfkeleniyorum, kendimi daima endişeli hissediyorum… Verdiğimiz örneklerdeki gibi olumsuz düşüncelerin yanında maddi güven, ev, kariyer, ilişki ve hatta bir alışkanlığın ya da fobinin yok edilmesi gibi neredeyse istediğimiz her şeyi elde etmek için planlamayı öğrenebiliriz.

Amacınız ne kadar kesin ve gerçekçi olursa, ona ulaşmamız o kadar kolay olur. Bir şeyi yapabileceğimize inanıyorsak, beynimiz bunu nasıl yapabileceğimize dair en mükemmel yolları arar ve bulur. Bir şeyi yapamayacağımıza inanıyorsak, beynimiz bu defa nasıl yapamayacağımıza dair en mükemmel mazeretleri bulur.

Kliniğimizde kronik hastalıklarda, bağışıklık sistem hastalıklarında uyguladığımız GETAT yöntemleri dışında, hastalıkların zihinsel nedenlerine yönelik bilinçaltı terapi ve biorezonans yöntemlerini kullanmaktayız. Stres kökenli ve psikolojiye bağlı oluşan birçok hastalıkta, sonuca dayalı yapılan tedaviler yetersiz ve geçici fayda sağlamaktadır.

Hastalığa neden olan psikolojik durumun, bilinçaltında oluşturduğu olumsuz yani negatif etkiyi-etkileri, Hipnoterapi-NLP-EFT, Bilinçaltı Terapi gibi metotlarla çözümlenmesi, hastalığın kalıcı olarak iyileşmesinde çok önemlidir.